7 Ağustos 2014 Perşembe

BEŞİKTAŞ 3 - 1 FEYENOORD (06/AĞUSTOS/2014)


Dün gece hep birlikte büyük bir zafere tanıklık ettik. Kim ne derse desin; Şampiyonlar Ligi’ne aday olan her takım, Avrupa’nın en üst seviye kulüplerindendir. Bu sahnede alınan her galibiyet, gerçek bir başarıdır. Kuralar çekildiğinde karşına çıkan hiçbir rakip, “dışarıdan kolay görünen” bir takım değildir. İşte Beşiktaş böylesine zorlu bir arenaya adım attı ve ilk engeli alnının akıyla geçti.

Ne yazık ki hem Hollanda basını hem Türk basını Kara Kartal’a karşı büyük bir yanılgıya düştü. Feyenoord cephesi Beşiktaş’ı küçümsedi, turun kolay olacağına inandı. Türk basını ise Feyenoord’un eski gücünde olmadığını yazıp durdu. Oysa gerçek şuydu: Beşiktaş, Hollanda temsilcisini adeta ezip geçmiş ve tarih yazmıştı.



Gecenin yıldızı elbette yeni transferimiz Demba Ba’ydı. Üç gol, üç zafer haykırışı! İlk golde Mustafa'nın kaleyle karşı karşıya kaldığında topa dokunmaması dikkate değerdi. Belki Ba’nın vuruşuyla gol gelsin istedi, belki ofsaytta kalmaktan çekindi; ne olursa olsun Mustafa akıllıca davrandı ve sabrının ödülünü aldı. Geçen sezon başında Beşiktaş TV’de bir yorumcu onun artık misafir olduğunu söylemişti. Şimdi ne düşünüyor çok merak ediyorum. Bir oyuncuyu tek cümlede silmek kolay; asıl mesele onun cevherini görmek ve sabırla parlatmaktır.

Beşiktaş sahaya “aman skoru koruyayım” diyen bir takım gibi çıkmadı. Çift golcüyle, cesurca saldırarak oynadı. Evet, yediğimiz gol sonrası kısa bir huzursuzluk yaşandı ama takım hemen toparlandı. Sonuçta karşındaki sıradan bir lig takımı değil; her an tehlike yaratabilecek bir Feyenoord. Ama bizim golcülerimiz, bizim ruhumuz bu kez ağır bastı. Demba Ba ile Mustafa’nın uyumu kolay kolay bulunacak türden değil; dilerim bu ikili tüm sezon boyunca golleriyle içimizi kıpır kıpır eder.

Bir de şu basının “büyük hayal kırıklığı” başlığına değinmeden geçemeyeceğim. Sözde maçın seyircisi azmış. Biletli ve kombineyle 22 bin, elektronik bilet uygulamasının geçici kaldırılmasıyla tahmini 40 bin kişi bekleniyormuş ve bu 76 bin kapasiteli Olimpiyat’ta büyük bir boşlukmuş. Vodafone Arena tamamlanmış olsaydı ve bu seyirci sayısı orada olsaydı, “taraftar müthiş ilgi gösterdi” diye manşet atacaklardı. Neyse, biz susalım.

Ve dönelim futbola… Slaven Bilic her detayı ince ince hesaplayan bir teknik adam. Ama korkum, tarihin tekerrür etmesi. Geçen sezon da lige ve kupaya fırtına gibi başlamış, sonra olmadık yerlerde kayıplar yaşamıştık. Erken form tutma denilen o tehlike eğer gerçekse, bu kaygıdan kurtulamayız. Dilerim ki bu kez farklı olur, bu Beşiktaş artık yeni bir Beşiktaş’tır. Stadı tamamlandığında Kara Kartal’ın önüne geçilemeyecek ve kupalar bir bir gelecektir.

Ve şimdi gözler kura çekimine çevrildi. Rakipler belli: Arsenal, Bayer Leverkusen, Napoli, Porto ve Zenit… Fark etmez. Bu kulvarın her takımı güçlüdür. Önemli olan Kara Kartal’ın onurlu duruşu ve sahaya koyacağı yürekli oyun. Elensek bile Beşiktaş’ın varlığı, mücadelesi, bizlere zaten başlı başına bir gurur.

Yüksel Kara Kartalım, yüksel!

Stadyum: Atatürk Olimpiyat Stadı.

Hakem: Felix Zwayer (Almanya)

Beşiktaş: Tolga Zengin, Necip, Pedro Franco, Ersan, Motta, Veli, Atiba, Kerim Frei (Dk. 75 İsmail), Olcay, Mustafa Pektemek (Dk. 85 Oğuzhan), Demba Ba (Dk. 86 Cenk Tosun)

Teknik Direktör: Slaven Bilic.

Feyenoord: Mulder, Van Beek, Kongolo, Mathijsen, Nelom (DK.58 Vormer), Clasie (Dk.70 Karsdorb), Immers, Vilhena, Schaken, Te Vrede (Dk. 57 Manu), Boëtius.

Teknik Direktör: Fred Rutten.

Goller: Dk. 28, 80, 85 Demba Ba (Beşiktaş), Dk. 74 Manu (Feyenoord)

Sarı Kartlar: Necip Uysal, Ersan Gülüm (Beşiktaş), Boëtius, Schaken, Nelom (Feyenoord)

1 yorum: