23 Mart 2014 Pazar

BEŞİKTAŞ 3 - 0 AKHİSAR BELEDİYESPOR (23-Mart-2014)


Dün gece Galatasaray gol atsın diye oyun içerisinde neredeyse hiç duraklamayan maça beş dakika ekleyen hakem, gol Kayserispor’dan gelince pek bir fena bozulmuştu. Öyle ki, sevinçten formasını çıkartan oyuncuya ikinci sarı kart ve ardından kırmızı kartı adeta döver gibi gösterdi. Görünüşe göre, bu gol bir yerlerdeki hesabı fena bozmuştu. Gecenin ikisinde hiç üşenmeden oturup o maçın tekrarını izledim ve alacağımı aldım. Lider ile aramızda duran Galatasaray'ı geçme fırsatını yakalamıştık ve kara kartal ertesi gün Akhisar Belediyespor önüne çıkacaktı.

Zaman çok yavaş ilerledi. Bütün bir pazar günü boyunca heyecanla saatin 19:00 olmasını bekledim. Nihayet televizyonun karşısında kurulup maçı izlemeye başladığımda, kara kartal oyuna gol ile giriş yaparak keyfimi ikiye katladı. Veli çok şık bir golle açılışı yaptı. Ardından daha ne olduğunu anlayamadan sekizinci dakikada Mustafa'nın golü geldi. Golden çok golü Mustafa'nın atmasına sevindim. Geçen hafta Rizespor maçında uzun süre sonra tekrar gol atan genç oyuncu, devamını Akhisar Belediyespor maçında da getirdi. Yazılarımda haftalarca şikâyet ettim durdum. Beşiktaş oyuna fırtına gibi başlayıp birçok gol pozisyonunu boşa harcadıktan sonra birden golü kendi ağlarında görüp sonra da çıkartmakta zorluk çekiyordu. Bu kez şans yüzümüze güldü. Top kara kartalı sevdi. Rahat bir nefes alıp, maçı daha da keyifle izlemeye başladım.

Maalesef Mustafa kafa topuna çıktığı misafir oyunculardan biriyle çarpışınca başı yarıldı. Tedavisi saha içinde yapıldıktan sonra tekrar oynamaya başladı ancak yarası tekrar kanadı. Burada söz konusu olan oyuncunun kafası. Kolu, dizi veya sırtı değil. En önemli, en hassas yeri. Oyundan alınacağını düşünürken bir de baktık ki, Mustafa'ya yeni forma getirdiler. Neymiş efendim, forma kan ile lekelenmiş, o yüzden hakem değiştirilmesini istemiş. Bu nedir yahu? Adamın kafası patlamış ve hâlâ kanıyor ama forma değiştirtip oyuna devam ettiriyorlar. Çok mu lâzım? Maç olmuş iki sıfır. Sonra baktılar olmuyor, bir forma daha getirdiler. Pes dedim. Demek ki bu gencecik adamın bir forma kadar değeri yok. Al kardeşim adamı oyundan, ne zorluyorsun? Sonra iş daha da komik bir hâl aldı. İkinci yarıya Beşiktaş on kişi çıktı. Mustafa kafasına dikiş atıldıktan sonra gelip oyuna tekrar dâhil oldu. Bu kadarı da fazla artık diye düşündüm. Böylesini ilk defa izledim. Ne ilginçtir ki, kameralar yedek kulübesini hiç göstermedi. Sahaya sürülebilecek başka bir oyuncu yok muydu? Herhâlde Beşiktaş bugün stada yedekler olmaksızın gelmiş diye düşünmeden edemedim. Başka ne açıklaması olabilir ki?



Holosko bu maçta beni şaşırttı. İkinci yarıda yoruldu ve maçın son bölümlerinde adeta sürünerek oynadı. Ersan sakatlandığında oyuna giren Jones çok diri göründü ama eline gelen fırsatları iyi değerlendiremedi. Yine de misafir takım defansını fazlasıyla yıpratmaktan geri kalmadı. Atiba ve Oğuzhan bugün oyunculuklarının zirvesindeydi. İkisi de kusursuz oynadı. Oğuzhan Beşiktaş'ın geleceği. Atiba ise yılın en iyi yabancı transferi. Uzun süredir sakatlığından dolayı oynama şansı bulamayan İsmail ise sadece ter atacak kadar oynama fırsatı bulabildi zira oyuna seksen birinci dakikada dâhil oldu. Zamanla eskisinden daha iyi olması temennimiz. Kaleci Tolga seksenli yılların Beşiktaş’ında oynayan kaleciler kadar şanslı. Rakipler çoğunlukla ona kadar ulaşma fırsatı bulamıyor. Beşiktaş her geçen gün daha iyiye gidiyor. Necip ilk dönemindeki kadar parlamıyor ama görevini iyi yapıyor. Bugün her zaman şikâyet ettiğim gibi sert oynayıp sarı kart görmediği için benden artı puanı kaptı. Franko ve Motta'dan fazlasıyla memnunum. Beşiktaş hiçbir döneminde yabancı oyuncudan yana bu kadar şanslı olmadı. Görünüşe göre teknik kadro sıkı çalışıyor, doğru transferler yapıyor. Olcay için söyleyecek bir şeyim yok. O kusursuz bir Beşiktaşlı. Umarım daha uzun seneler bu başarılı çizgiyi sürdürür. Almeida'yı da özlemişiz. Gol atma fırsatı bulamadı ama o da bugün oyunda kaldığı kısa süre içerisinde hatasız oynadı. 



Saha kenarından maçı adeta yaşayan Slaven Bilic, siyah takım elbisesi ve atletik yapısı ile bir futbol teknik direktöründen çok basketbol koçuna benziyor. Bu adam da en az genç oyuncular kadar Beşiktaş'ın geleceği. Yönetim Slaven ile en az beş sene daha çalışırsa, bu süreçte rüya gibi başarılar görmemiz muhtemeldir.

Artık Fenerbahçe'nin maçlarını takip etmiyorum. Benim gözümde Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yener ve ikinci olursa gönlümde şampiyondur. Kaldı ki, Fenerbahçe cezası sebebiyle şampiyon dâhi olsa seneye Avrupa kupalarına katılamayacak. Artık fikstürde Galatasaray'ın üzerindeyiz ve ikinci sıradayız. Her hafta söylediğim gibi, liderle olan puan farkına rağmen şampiyonluk hâlâ uzak değil.

Stadyum: Atatürk Olimpiyat Stadyumu.

Hakem: Bülent Yıldırım.

Beşiktaş: Tolga, Necip, Franco, Ersan (Dk. 52 Jones), Motta, Veli, Atiba, Holosko, Oğuzhan, Olcay (Dk. 81 İsmail), Mustafa Pektemek (Dk. 60 Almeida)

Teknik Direktör: Slaven Bilic.

Akhisar Belediyespor: Emrah Tuncel, Ahmet (Dk. 46 Kuate), Serkan (Dk. 54 Uğur), Sonko, Güray, Kenan, Emrah Eren, Merter, Sertan, Niasse, Mehmet Akyüz (Dk. 46 Mezenga)

Teknik Direktör: Hamza Hamzaoğlu.

Goller: Dk. 2 Veli Kavlak, Dk. 8 Mustafa Pektemek, Dk. 69 Atiba (Beşiktaş)

Sarı Kartlar: Jermaine Jones (Beşiktaş), Kuate (Akhisar)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder