Dün
gece Galatasaray gol atsın diye oyun içerisinde neredeyse hiç duraklamayan maça
beş dakika ekleyen hakem, gol Kayserispor’dan gelince pek bir fena bozulmuştu.
Öyle ki, sevinçten formasını çıkartan oyuncuya ikinci sarı kart ve ardından
kırmızı kartı adeta döver gibi gösterdi. Görünüşe göre, bu gol bir yerlerdeki
hesabı fena bozmuştu. Gecenin ikisinde hiç üşenmeden oturup o maçın tekrarını
izledim ve alacağımı aldım. Lider ile aramızda duran Galatasaray'ı geçme
fırsatını yakalamıştık ve kara kartal ertesi gün Akhisar Belediyespor önüne
çıkacaktı.
Zaman
çok yavaş ilerledi. Bütün bir pazar günü boyunca heyecanla saatin 19:00
olmasını bekledim. Nihayet televizyonun karşısında kurulup maçı izlemeye
başladığımda, kara kartal oyuna gol ile giriş yaparak keyfimi ikiye katladı.
Veli çok şık bir golle açılışı yaptı. Ardından daha ne olduğunu anlayamadan
sekizinci dakikada Mustafa'nın golü geldi. Golden çok golü Mustafa'nın atmasına
sevindim. Geçen hafta Rizespor maçında uzun süre sonra tekrar gol atan genç
oyuncu, devamını Akhisar Belediyespor maçında da getirdi. Yazılarımda haftalarca
şikâyet ettim durdum. Beşiktaş oyuna fırtına gibi başlayıp birçok gol pozisyonunu
boşa harcadıktan sonra birden golü kendi ağlarında görüp sonra da çıkartmakta
zorluk çekiyordu. Bu kez şans yüzümüze güldü. Top kara kartalı sevdi. Rahat bir
nefes alıp, maçı daha da keyifle izlemeye başladım.
Maalesef
Mustafa kafa topuna çıktığı misafir oyunculardan biriyle çarpışınca başı
yarıldı. Tedavisi saha içinde yapıldıktan sonra tekrar oynamaya başladı ancak
yarası tekrar kanadı. Burada söz konusu olan oyuncunun kafası. Kolu, dizi veya
sırtı değil. En önemli, en hassas yeri. Oyundan alınacağını düşünürken bir de
baktık ki, Mustafa'ya yeni forma getirdiler. Neymiş efendim, forma kan ile
lekelenmiş, o yüzden hakem değiştirilmesini istemiş. Bu nedir yahu? Adamın kafası
patlamış ve hâlâ kanıyor ama forma değiştirtip oyuna devam ettiriyorlar. Çok mu
lâzım? Maç olmuş iki sıfır. Sonra baktılar olmuyor, bir forma daha getirdiler.
Pes dedim. Demek ki bu gencecik adamın bir forma kadar değeri yok. Al kardeşim adamı
oyundan, ne zorluyorsun? Sonra iş daha da komik bir hâl aldı. İkinci yarıya
Beşiktaş on kişi çıktı. Mustafa kafasına dikiş atıldıktan sonra gelip oyuna
tekrar dâhil oldu. Bu kadarı da fazla artık diye düşündüm. Böylesini ilk defa
izledim. Ne ilginçtir ki, kameralar yedek kulübesini hiç göstermedi. Sahaya sürülebilecek
başka bir oyuncu yok muydu? Herhâlde Beşiktaş bugün stada yedekler olmaksızın
gelmiş diye düşünmeden edemedim. Başka ne açıklaması olabilir ki?
Holosko
bu maçta beni şaşırttı. İkinci yarıda yoruldu ve maçın son bölümlerinde adeta
sürünerek oynadı. Ersan sakatlandığında oyuna giren Jones çok diri göründü ama
eline gelen fırsatları iyi değerlendiremedi. Yine de misafir takım defansını
fazlasıyla yıpratmaktan geri kalmadı. Atiba ve Oğuzhan bugün oyunculuklarının
zirvesindeydi. İkisi de kusursuz oynadı. Oğuzhan Beşiktaş'ın geleceği. Atiba
ise yılın en iyi yabancı transferi. Uzun süredir sakatlığından dolayı oynama
şansı bulamayan İsmail ise sadece ter atacak kadar oynama fırsatı bulabildi
zira oyuna seksen birinci dakikada dâhil oldu. Zamanla eskisinden daha iyi
olması temennimiz. Kaleci Tolga seksenli yılların Beşiktaş’ında oynayan
kaleciler kadar şanslı. Rakipler çoğunlukla ona kadar ulaşma fırsatı bulamıyor.
Beşiktaş her geçen gün daha iyiye gidiyor. Necip ilk dönemindeki kadar
parlamıyor ama görevini iyi yapıyor. Bugün her zaman şikâyet ettiğim gibi sert
oynayıp sarı kart görmediği için benden artı puanı kaptı. Franko ve Motta'dan
fazlasıyla memnunum. Beşiktaş hiçbir döneminde yabancı oyuncudan yana bu kadar
şanslı olmadı. Görünüşe göre teknik kadro sıkı çalışıyor, doğru transferler
yapıyor. Olcay için söyleyecek bir şeyim yok. O kusursuz bir Beşiktaşlı. Umarım
daha uzun seneler bu başarılı çizgiyi sürdürür. Almeida'yı da özlemişiz. Gol
atma fırsatı bulamadı ama o da bugün oyunda kaldığı kısa süre içerisinde
hatasız oynadı.
Saha
kenarından maçı adeta yaşayan Slaven Bilic, siyah takım elbisesi ve atletik
yapısı ile bir futbol teknik direktöründen çok basketbol koçuna benziyor. Bu
adam da en az genç oyuncular kadar Beşiktaş'ın geleceği. Yönetim Slaven ile en
az beş sene daha çalışırsa, bu süreçte rüya gibi başarılar görmemiz
muhtemeldir.
Artık Fenerbahçe'nin maçlarını takip etmiyorum. Benim gözümde Beşiktaş, Fenerbahçe'yi yener ve ikinci olursa gönlümde şampiyondur. Kaldı ki, Fenerbahçe cezası sebebiyle şampiyon dâhi olsa seneye Avrupa kupalarına katılamayacak. Artık fikstürde Galatasaray'ın üzerindeyiz ve ikinci sıradayız. Her hafta söylediğim gibi, liderle olan puan farkına rağmen şampiyonluk hâlâ uzak değil.
Stadyum: Atatürk Olimpiyat Stadyumu.
Hakem: Bülent Yıldırım.
Beşiktaş: Tolga, Necip, Franco, Ersan (Dk. 52 Jones), Motta, Veli, Atiba,
Holosko, Oğuzhan, Olcay (Dk. 81 İsmail), Mustafa Pektemek (Dk. 60 Almeida)
Teknik Direktör: Slaven Bilic.
Akhisar
Belediyespor: Emrah Tuncel, Ahmet (Dk. 46 Kuate),
Serkan (Dk. 54 Uğur), Sonko, Güray, Kenan, Emrah Eren, Merter, Sertan, Niasse,
Mehmet Akyüz (Dk. 46 Mezenga)
Teknik Direktör: Hamza Hamzaoğlu.
Goller: Dk. 2 Veli Kavlak, Dk. 8 Mustafa Pektemek, Dk. 69 Atiba (Beşiktaş)
Sarı Kartlar: Jermaine Jones (Beşiktaş), Kuate (Akhisar)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder