Bu
haftaki maç yazımı yazmak için lider Fenerbahçe'nin de maça çıkmasını bekledim.
Gerçi kendi sahalarında şu süreçte puan kaybetmelerini de beklemiyordum ama
olur ya işte. Nitekim puan kaybetmediler. Ne yapıp edip maçı kopartmasını
bildiler. İkinci sıradaki Galatasaray berabere kalıp iki puan kaybedince,
Beşiktaş'ın önüne ikincilik yolunda adeta kırmızı bir halı serildi. Haftalardır
bu tür fırsatlar geliyor ama Beşiktaş da rakibine uyup aynı şekilde puan
kaybedince bir anlamı kalmıyor.
Beşiktaş
aslında Rizespor karşısında fazlasıyla istekli bir oyun sergiledi. Mustafa
nihayet altıncı dakikada attığı golle tekrar kendini buldu. Peşinden hakem
kesinlikle penaltı olmayan bir pozisyonda düdük çalınca, maçın kaderi döndü.
Neredeyse on tane kamera ile farklı açılardan çekilen pozisyonda kendini yere
atan Rizesporlu oyuncu hakemi kandırmayı başardı. Ben televizyonda konuya hâkim
bireylerden yorum dinlemedim. Hatta maçtan sonra televizyonu kapatıp işi
sağlama almak için fişini bile çektim. Kim ne dedi bilmiyorum. Benim naçizane
düşüncem, o pozisyonun kesinlikle penaltı olmadığıdır.
Maç
beraberliğe gelince bile Beşiktaş'ın bu maçı alacağından şüphem yoktu. Gel gör
ki, Atiba 29. dakikada topa el ile müdahale edince, itiraz edebileceğimiz bir
şey kalmadı. Üst üste iki penaltı ile bir anda yenik duruma düştük. Beşiktaş
buna rağmen oyunu bırakmadı. Zaten maç öncesi teknik direktörümüz Bilic'in de
telkini bu yöndeydi. Oyuncular görevlerini fazlasıyla yaptı ancak ne yazık ki
üçüncü gol tüm çabalara rağmen gelmedi. Aslında gol geldi de gelmedi. İkinci
yarıda atılan bir golümüz verilmedi. Hakem kaleciye faul olduğu gerekçesiyle
oyunu durdurdu ama aslında faul yoktu. Kaleci olacakları hissettiğinden olsa
gerek, kendini yerden yere attı. Beşiktaş maçı alabilirdi ama attığın gol
sayılmayınca yapacak bir şey kalmadı. Bazen ne kadar çabalasan da olmuyor. Top
sevmiyor. Yıldızın düşük oluyor. Beşiktaş'ı çok seviyoruz ve olumlu enerjimizle
o yıldızı parlatmak istiyoruz ama o da yetmeyebiliyor.
Bu
maçın en büyük kazancı, golcümüz Mustafa'nın nihayet kendini bulmasıydı. Başarılı
olmasını o kadar çok istiyorum ki. Bu kadar emek ve çabadan sonra o da Ersan
gibi eski günlerine dönerse, Beşiktaş büyük kazanç sağlamış olacak.
Tüm
bunların yanında, gerçek olan bir şey de var ki, Beşiktaş iki puanı Rize'de
bıraktı. Böylelikle Galatasaray'ı yakalama şansını bir kez daha tepmiş oldu.
Fenerbahçe de yine alıp başını gitti. Hâlâ şampiyonluktan söz etmek istiyorum
ama böyle olunca da insanın hevesi kırılıyor. Tek tesellimiz takımın iyi oyunu
ve hâlâ büyük hedefe inanıyor olması. Baksanıza şunlara. Daha İstanbul'a döner
dönmez idmana çıktılar. İşte gerçek kara kartal!
Geriye sayım başladı. Sadece dokuz maç kaldı. Bakalım üç puanlı sistemin mucizeleri bize şampiyonluk getirebilecek mi?
Stadyum: Yeni Rize Şehir Stadı.
Hakem: M. Kâmil Abitoğlu.
Rizespor: Serkan, Koray, Viera, Obauana, Ali Adnan, Kağan, Sylvestre (Dk. 67
Ümit), Tevfik (Dk. 80 Sercan), Kıvanç, Deniz (Dk. 57 Lua Lua), Kweuke.
Teknik Direktör: Uğur
Tütüneker.
Beşiktaş: Tolga, Necip, Franco, Ersan, Motta, Veli, Atiba, Gökhan (Dk. 90
Holosko), Oğuzhan, Olcay (Dk. 68 Almeida), Mustafa Pektemek.
Teknik Direktör: Slaven Bilic.
Goller: Dk.13 Kweuke (Penaltı), Dk. 29 Ali Adnan (Penaltı) (Rizespor), Dk.5,
50 Mustafa Pektemek (Beşiktaş)
Sarı Kartlar: Kağan, Kıvanç (Rizespor), Necip, Franco (Beşiktaş)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder