30 Ocak 2015 Cuma

BEŞİKTAŞ 3 - 1 SARIYER (29/OCAK/2015)


Kara Kartal, Süper Lig’de fırtına gibi esmeye devam ederken, Türkiye Kupası’nda da yoluna kararlılıkla devam ediyor. İlk maçlardaki talihsiz puan kayıpları ne yazık ki grup liderliği şansımızı ortadan kaldırdı ama mevcut performans, ikinci sırayı koruyarak üst tura geçeceğimize işaret ediyor.

Bu maçın kadrosu, alıştığımız Beşiktaş’tan oldukça farklıydı. Hal böyle olunca neyle karşılaşacağımızı merakla beklemeye başladık. Slaven Bilic’in yeni transferlerin tamamını sahaya sürmesi, hem onlar açısından önemli bir uyum süreci başlattı, hem de hocaya takımını farklı bir düzlemde gözlemleme şansı sundu. Açık söylemek gerekirse, Beşiktaş tam kadro sahaya çıkmadığında biraz huzursuz oluyorum. Hele ki puan kaybına tahammül olmayan bir maçta, bu tarz denemeler ister istemez endişe yaratıyor. Neyse ki gençlerle yeni transferlerin harmanlandığı kadro, ilk yarıdaki tutuk oyuna rağmen sahada dengeyi korumayı başardı.

Furkan’ın gol bulması beni çok sevindirdi. Böyle maçlar genç oyuncuların moral kazanması için eşsiz fırsatlar sunuyor. Gol de bir futbolcunun ruhunu işine en iyi bağlayan şeydir. Opare için yorumcu Oktay’ın “yerini bulamamış” sözlerine kesinlikle katılmıyorum. Aksine, gayet yerinde ve dengeli bir oyun oynadı. İleriye çıktığında katkı verdi, geriye dönüşlerde pozisyonunu kaybetmedi. Dahası, defans oyuncusunun gol atmamasını eleştirmek ise ayrı bir garabetti. Kardeşim, adam stoper! Gol atması şart mı?


Tolgay… Gerçekten anlatıldığı kadar varmış. Açıkçası eski maçlarını izlemediğim için hakkında bir ön fikir geliştirememiştim ama bu maçta gösterdiği performans, Beşiktaş’ın yaptığı transferin ne kadar isabetli olduğunu gösterdi. Özellikle attığı golde topa değil, doğrudan kaleye odaklanan bakışları bana “bu çocuk olmuş” dedirtti. Pozisyon alma, oyun görüşü ve soğukkanlılığı fazlasıyla etkileyiciydi. Milosevic ise sahada var mıydı, yok muydu pek anlayamadım. Belki de topun sürekli bizde kalması nedeniyle ön plana çıkamadı. Bir sonraki maçta daha dikkatli izlemek lazım.

Gökhan ve Demba için artık kelime bulmak zor. Bu maçta çok fazla sorumluluk almaları gerekmiyordu belki ama sahada oldukları her an Beşiktaş’a güven ve seyir zevki kattıkları tartışmasız. Onları izlemek, futbolsever için her zaman bir kazanç.

Türkiye Kupası’nda Beşiktaş’ı yeterince hırslı görmediğim için daha önce sıkça eleştirmiştim. Ancak geldiğimiz noktada şunu kabul etmek gerek: Kara Kartal’ın “ölüsü” bile kupa maçlarını kazanmaya yetiyor. Öylesine güçlü bir kadromuz var ki, her maçın zirvesi olmasını gönlüm istiyor. Elbette futbol bu—düşüşler, çıkışlar olacak. Mesele, bu gelgitleri damarlarımda dolaşan siyah-beyaz kana sabırla ve inatla anlatabilmekte.


Stadyum: Atatürk Olimpiyat Stadyumu.

Hakemler: Özkan Çeliker, Cevdet Kömürcüoğlu, Serkan Çimen.

Beşiktaş: Cenk, Opare, Atınç, Milosevic, İsmail, Necip, Tolgay Arslan, Frei (Dk.61 Gökhan Töre), Sosa (Dk.61 Demba Ba), Uğur Boral, Furkan Yaman (Dk.79 Oğuz)

Sarıyer: Burak, Soner (Dk.75 Emre), Serhat, Mustafa (Dk.64 Hakan), Mert (Dk.64 Cemre), Güney, Gökhan, Günay, Ozan, Fırat, Muhammed.

Goller: Dk.41 Necip Dk.78 Furkan, Dk.81 Tolgay (Beşiktaş), Dk.79 Cemre (Sarıyer)

Sarı Kartlar: Atınç (Beşiktaş), Mustafa (Sarıyer)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder