28 Ocak 2015 Çarşamba

GENÇLERBİRLİĞİ 0 - 2 BEŞİKTAŞ (26/OCAK/2015)


Beşiktaş, ligin ikinci yarısına adeta fırtına gibi bir başlangıç yaptı. Başkentte Gençlerbirliği’ni iki golle geçerek zirve yarışındaki yerini korudu ve geleceğe dair umutları iyice perçinledi. Ligin devre arasına yalnızca bir puan geriden giren kara kartallar, verilen bu kısa molanın ardından sahaya geri dönerken “ortalığı silip süpüreceğiz” minvalinde açıklamalarda bulunmuştu. Bu maç, o sözlerin altının ne denli dolu olduğunu gösteren net bir işaret oldu.

Şimdi gelin, biraz oyuncu bazlı değerlendirme yapalım.

Atiba her zamanki gibi görevini yaptı, ancak gözlerinde o ilk transfer olduğu zamanki ışıltıyı göremedim. Galatasaray derbisinde gördüğü kırmızı kart sonrası gelen eleştiri bombardımanının hâlâ etkisinde olabilir. Bence bu süreci iyi yönetemedi. Eğer ben Atiba’nın yerinde olsaydım, maçtan sonra çıkar kameraların karşısında kartın yanlışlığını anlatır, ama buna rağmen takımı yalnız bırakmayacağımı da vurgulardım. Böyle durumlarda akıllı olmak gerekir. Gazı sen vereceksin. “Ben Beşiktaşlıyım,” diyeceksin, gönülleri alacaksın.

Oğuzhan’daki düşüş artık iyiden iyiye göze batıyor. Hakkında çeşitli transfer söylentileri dönüyor. Ne var ki, bu söylentiler doğruysa, futbolcunun performansını artırıp kendini göstermek istemesi gerekmez mi? Tam tersi bir görüntü içinde olması tuhaf.


Kerim için daha önce defalarca “halı saha futbolcusu” benzetmesini kullanmıştım. Açık söylemek gerekirse bu benzetme pek de yalan değildi. Fakat bu maçta bambaşka bir Kerim izledik. Yalnızca çalımlar atan değil, mücadele eden, direnen, oyunun kaderini değiştiren bir Kerim! Adeta galibiyeti tek başına getirdi. Şaşırdım ve itiraf ediyorum: Alkışladım. Dilerim bu performans bir istisna değil, bir başlangıçtır.

Pedro’nun maçın son dakikasında yaptığı hata ise büyük bir talihsizlikti. Ayağında kaçırdığı topu kurtarmak isterken rakibini düşürmek zorunda kaldı. Bu ona ders olsun. Liverpool gibi bir devin karşısında böylesi bir hatada rakibi yakalama şansın bile olmaz. Orada affetmezler. Adamı düşürmeye fırsat bulamadan kalende golü görürsün.

Serdar, eski bir Beşiktaşlı olarak geri döndü ve bu kez takımın güvenilir isimlerinden biri olarak sahada. Gelişimini görmek güzel. Takımına olan bağlılığı net şekilde hissediliyor. Helâl olsun. Demba ise yine yaptı yapacağını! O nasıl bir gol arkadaş? Sanki bilardo masasında açı hesapladı. Ölçtü, biçti, tarttı ve topu adeta iğne deliğinden geçirdi. Sayın seyirciler!

Son olarak bir tespitim var: Spikerlerin dili. Beşiktaş lehine bir pozisyon olduğunda hemen “Hakem pozisyona çok yakındı!” diyorlar. Ama iş aleyhimize döndüğünde söylem bir anda değişiyor: “Gözler hakemde…” Biliyorum kulağa tuhaf gelebilir ama bu değişimi defalarca fark ettim. Ne diyelim, Beşiktaşlı olmak zaten biraz da bu dünyaya karşı uyanık olmak değil midir?

Stadyum: Ankara 19 Mayıs Stadyumu.

Hakemler: Mustafa Kâmil Abitoğlu, Kemal Yılmaz, Adil Sinem.

Gençlerbirliği: Ramazan, Hakan, Ahmet, Tosic, H. İbrahim (Dk. 62 Uğur Çiftçi), Gosso (Dk.90 Çağrı Bülbül), Doğa, Petrovic, Guido, Mervan (Dk. 60 Antal), Berat.

Beşiktaş: Tolga, Serdar, Franco, Ersan, Motta, Gökhan (Dk.89 İsmail Köybaşı), Hutchinson, Necip, Oğuzhan (Dk. 63 Kerim Frei), Olcay (Dk. 90 Atınç), Demba Ba.

Goller: Demba Ba (Dk. 69), Olcay Şahan (Dk. 77)

Sarı Kartlar: Gosso, H.İbrahim, Doğa Kaya, Ahmet, Petrovic (Gençlerbirliği), Necip Uysal (Beşiktaş)

Kırmızı Kart: Pedro Franko (Dk. 90)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder