Beşiktaş, Türkiye Kupası’nda misafir olduğu Adana Demirspor’a da mağlup olarak gruptaki durumunu iyiden iyiye sıkıntıya soktu. Anlam veremediğim bir şekilde, sanki bu kupayı bir tek ben önemsiyorum. Ne futbolcular, ne teknik heyet, ne yönetim, ne de izleyicilerde gerçek bir ciddiyet sezilmiyor. En çok da Beşiktaş'ın, rahatlıkla kazanabileceği maçları antrenman havasında oynaması ve bol keseden puan dağıtması canımı sıkıyor. Türkiye Kupası ne zaman bu kadar gözden düştü, doğrusu aklım almıyor. Madem böyle olacak, o hâlde bu kupaya hiç katılmayalım; ne kendi enerjimizi boşa harcayalım, ne de rakiplerimizi kandıralım.
Sonuç beni elbette rahatsız etti ama Beşiktaş’ın sahadaki oyunu için aynı sertliği göstermeyeceğim. Takım genel anlamda kötü değildi, ama her zaman olduğu gibi sayısız gol pozisyonunu heba etti. Gökhan günün en iyisiydi; iyi oyununu bir de golle süsledi ama nafile… Tek başına bir maçı almak kolay değil. Beşiktaş, kolektif olarak maçı kazanmak istiyor gibi görünmedi. Bu ikinci yenilgiyle birlikte işin ciddiyetinden hâlâ uzak oldukları iyice ortaya çıktı. Eğer bu maçlar antrenman niyetine oynanacaksa, tesislerde bir amatör takımı ağırlayıp neşeli idmanlar yapılabilir. Ancak burası Türkiye Kupası. Finalde bir kupa kaldırılıyor. Bunun neyini azımsıyorsunuz?
Maçın en ilginç yanı ise sahadaki centilmenlikti. Beşiktaşlı oyuncuların, Adana Demirsporlu bir futbolcuya gösterilen kırmızı karta itiraz etmesi, sahalarda nadir görülen bir davranıştı. Böyle sahneleri özlüyoruz, evet, ama aynı zamanda zihnimin bir köşesinde şu soru var: Acaba bu tavır, maçın ciddiyetle ele alınmamasından mı kaynaklanıyordu? İddialı ve tansiyonu yüksek bir karşılaşmada da aynı davranış sergilenir miydi? Bu sorunun cevabı, futbolcuların kalbinde gizli kalacak.
Atiba’nın sakatlandığı anda Adana Demirsporlu oyuncuların topu dışarı atması da alkışı hak eden bir davranıştı. Ama yine, içimden bir ses bu nezaketin bir rahatlıktan mı, yoksa gerçek bir sportmenlikten mi doğduğunu sorguluyor. Maç boyunca centilmenliğe dair birçok örnek gördük, evet... Ama acaba bu, iki tarafın da kupayı çok fazla önemsememesinden mi ibaretti?
Sonuç ne olursa olsun, olan oldu. Beşiktaş Türkiye Kupası’nda oynadığı iki maçta altı puanı birden sahada bıraktı. Etrafıma bakıyorum, sosyal medyada dolaşıyorum... Gerçekten kimse bu durumu umursamıyor gibi. Acaba bir deli ben miyim?
Stadyum: Sarıyer Yusuf Ziya Öniş Stadyumu.
Hakem: Suat Arslanboğa
Beşiktaş: Cenk, Serdar, Atınç, Ersan, İsmail (Dk. 78 Furkan), Veli, Atiba (Dk.
58 Sosa), Oğuzhan, Kerim, Olcay (Dk. 58 Uğur), Gökhan
Adana Demirspor: Emre, Cumali, Fazlı, Albulkerim (Dk. 88 Yiğitcan), Ferhat, Alaattin
(Dk. 74 Tayfur) Hakan, Oğuzhan, Timur, Umut (Dk. 71 Joseph), Özgür Can
Goller: Dk. 70 Gökhan Töre (Beşiktaş), Dk. 14 Timur Özgöz, Dk. 59 Abdülkerim
Bardakçı (Adana Demirspor)
Sarı Kartlar: Abdülkerim, Hakan, Ferhat Çökmüş (Adana Demirspor)
Kalemine sağlık. Ulusça kör ve sağır olduk. İnsani güzellikleri de farketmiyoruz artık. Para her değerin önüne geçti ve çirkinlikleride besledi. Genelde başıklar filancaya yakışmadı tarzında atılır oldu. Bahsedilen filanca deve misali her hareketi yamukluklarla dolu. Ama hep
YanıtlaSilGündemde hep baş sayfada. Bunada reyting diyorlar ya! Bu nedenle Beşiktaşlı futbocuların hareketi yılın fairplay'ına adaydır. Türk Futbolu bu güzellikler attığında kurtulacaktır. Asıl.
Ne yazık ki daha bir hafta olmadan basın unuttu olayı. Sene sonunu bekliyorum bir fair play ödülü filan verirler belki diye ama umudum yok :)
Sil